Etiket arşivi sporcu avukatı

ileavukatadmin

Spor Adamları İle Yapılan Zincirleme Belirli Süreli İş Sözleşmeleri

Spor kulübü ve spor insanları arasında yapılan iş sözleşmelerinin belirli süreli olması

Uygulamada spor kulüpleri spor adamları, antrenör ve teknik adamlarla sözleşmelerini genellikle sezonluk ve belirli süreli süreli olarak yapmakta. Devam eden sezonlarda ise yenilenerek yıllarca devam edebilmektedir. Bu durum spor adamlarının iş kanunu’nun sağladığı iş güvencesinden yararlanma imkanlarını ortadan kaldırabilmektedir. Çünkü; belirli süreli olarak birkaç sezon yapılmış olan iş akdinin yenilenmemesi halinde, belirsiz süreli çalışanların sahip olduğu kıdem tazminatı hakkı oluşmamaktadır.

İş Kanunu m.11 iş sözleşmelerinin esaslı bir neden olmadıkça birden fazla kez üst üste yapılamayacağını, yapılırsa da belirsiz süreli sözleşme sayılacağını düzenlemiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi‘nin 2015/18396 E. 2017/22648 K. sayılı kararı gibi önceki bir çok içtihatta antrenör-teknik adamla zincirleme olarak belirli süreli sözleşme yapılabileceği kabul edilmekteydi.

“Spor kulüplerinde antrenörlük – teknik adamlık görevleri süreklilik arz eden görevlerdendir. Bununla birlikte, çalışma ilişkisinin belirlenmesinde işin nitelik ve özelliklerinden ziyade, çalıştırılacak antrenör veya teknik adamın mesleki bilgi ve deneyiminin daha önemli olması, çalışma döneminin teknik adamın sezondaki başarısı ve performansına göre uzatılması veya sona erdirilmesi, teknik direktörlük sözleşmelerinin spor dallarındaki müsabaka sezonlarına göre belirlenip düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Buna göre, antrenörlerin yaptığı iş itibariyle sezonluk çalışma hususu bizatihi objektif neden olmakta ve üst üste yapılmış olsa dahi bu özelliği değişmemektedir.”

Bu konuda evvelce yayınlamış olduğumuz makalemiz : http://fatmatugcebilgin.av.tr/2020/01/04/antrenorlele-yapilan-belirli-sureli-sozlesmeler-birden-fazla-kez-ust-uste-yapilsa-dahi-belirli-sureli-olma-ozelligini-korur/

Geçmiş içtihatlarda; antrenör-teknik adam sözleşmeleri İş Kanununun 11. maddesinde belirtilen ‘esaslı neden’ kıstasında değerlendirilmiş ve antrenör ile spor teknik adamlarının spor kulüpleriyle sözleşmelerinin bu kapsamda zincirleme olarak belirli süreli sözleşme olarak yapılmasının mümkün olduğu kabul edilmişti. Ancak son içtihatlarda bu yönde değişiklik olmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2017/16506 K. 2020/6610 T. 29.6.2020 tarihli kararı bu yöndeki hukuki yorum değişikliğini ifade etmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2017/16506 K. 2020/6610 T. 29.6.2020 tarihli kararı

• TEKNİK ADAM SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK İSTEMİ ( Belirli Bir İşin Tamamlanması
veya Belirli Bir Olgunun Ortaya Çıkması Gibi Objektif Koşullara Bağlı Olarak Belirli Süreli İş
Sözleşmesinin Yapılabileceği – İlk Defa Yapılacak Olan Sözleşmelerde Objektif Neden Öngörülmemiş
Oluşunun Önceki Özel Kanun Olan İş Kanunu’nun 11. Maddesindeki Objektif Nedenlerin Varlığını Ortadan
Kaldırmayacağı )
• ZİNCİRLEME BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ ( 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 11. Maddesinde Esaslı Bir
Neden Olmadıkça Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin Zincirleme Yapılamayacağı Kuralı ile Koruma
Sağlanmak İstenildiği – Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Yapılması ve Yenilenmesinin İşçinin İş Güvencesi
Dışında Kalması Sonucunu Doğurmaması Gerektiği/Belirli Süreli İş Sözleşmelerinde 4857 Sayılı Kanun’un

  1. Maddesinde Değinilen Sürenin Aşılmaması Koşuluyla Deneme Süresi Konulabileceği )
    • BAKİYE SÜRE ÜCRETİ TALEBİ ( Olayda Davacı İşçi Davalı Kulüpte Kaleci Antrenörü Olup Yapılan İşin
    Niteliği İtibari ile Taraflar Arasında Belirli Süreli İş Akdi Yapılması İçin İş Kanunu’nun 11. Maddesinde
    Aranan Unsurların Bulunmadığı – Sözleşme Başından Beri Belirsiz Süreli Olup Bakiye Süre Ücreti
    Talebinin Reddi Gerekir İken Kabulünün Hatalı Olduğu/Açıklanan Nedenlerle Kararın Bozulması Gerektiği )
    6098/m.430
    4857/m.11
    ÖZET : Dava, teknik adam sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İlgili mevzuat uyarınca işçinin
    niteliğine göre sözleşmenin belirli ya da belirsiz süreli olarak değerlendirilmesi imkânı ortadan kalkmıştır. Buna
    karşın, yapılan işin niteliği belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için önem arz etmektedir. Belirli bir işin
    tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak “belirli süreli iş
    sözleşmesi” yapılabilecektir. İlk defa yapılacak olan sözleşmelerde objektif neden öngörülmemiş oluşu, önceki
    özel kanun olan İş Kanunu’nun 11. maddesindeki objektif nedenlerin varlığını ortadan kaldırmaz.

Spor hukuku, Spor avukatı, spor davaları spor kulübü i

ileavukatadmin

Sporcu Alacakları ve spor avukatı

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı uyarınca; Belediye spor kulüpleri ile belediye arasında doğrudan organik bağ bulunduğu kabul edilmektedir. Aralarında organik bağ olan tüzel kişiler birbirlerinin borçlarından bizzat sorumludur. Yani bir tüzel kişiden tahsil edilemeyen alacak, aralarında organik bağ olduğu ispat edilen diğer tüzel kişiden de talep edilebilmektedir. Bu hususta sporcu alacakları hakkında çözüme ulaşabilmek için spor avukatı ile çalışılmalıdır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.06.2018 tarihli kararı ile, belediye spor kulüpleri ile belediye arasında organik bağ bulunduğunu, dolayısıyla spor kulübünün ödemediği sporcu alacaklarından belediyenin de sorumlu olduğunu belirtmiştir.

Spor hukuku avukat

İlgili davada ilk derece mahkemesi ‘belediye başkanlığının sorumlu olmayacağı ve davanın reddi’ yönünde karar vermesi üzerine, karar temyiz edilmiştir. Yargıtay ilgili dairesi spor hukuku ve sporcu alacakları bakımından örnek teşkil edecek biçimde belediye spor kulüpleri ile belediye başkanlığının arasında organik bağ bulunduğuna, dolayısıyla belediyenin de ödenmeyen sporcu alacağından sorumlu olacağına kara vererek yerel mahkeme kararını bozmuştur. Spor hukuku nda spor avukatı desteği almak için sitemizden iletişim kurarak randevu alabilirsiniz.

Sporcu avukatı ve spor avukatı ile sporcu alacaklarının çözüme ulaştırılması mümkündür. Sporcu alacaklarının spor hukukunda uzaman arabulucu ile de arabuluculuk sürecinde sona erdirilebilir.

İlgili yazının tamamı için linki ziyaret edebilirsiniz : https://fatmatugcebilgin.av.tr/2019/09/21/belediye-spor-kuluplerinin-borclarindan-aralarinda-organik-bag-bulunmasi-sebebiyle-belediye-de-bizzat-sorumludur/

İletişim :

BELEDİYE SPOR KULÜPLERİNİN BORÇLARINDAN, ARALARINDA ORGANİK BAĞ BULUNMASI SEBEBİYLE BELEDİYELER DE BİZZAT SORUMLUDUR

ileavukatadmin

SPOR KULÜPLERİNİN HUKUKİ STATÜSÜ VE YAPILANMASI

Ülkemizde spor kulüplerinin iki şekilde, dernek veya şirket olarak kurulabilmesi mümkündür. Her iki durumda da spor kulübünün bir tüzel kişiliği ve hukuki ehliyeti bulunmaktadır. Ancak; spor kulüplerinin dernek veya şirket tüzel kişilğine sahip olması arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Zira; spor kulüplerinin şirketleşmesi ve şirket olarak kurulabilmesi sporun ekonomik bir araç, sermaye, ticaret konusu haline gelmesi ile hukukumuzda da yerini bulmuştur.

Dernek statüsünde kurulan spor kulüpleri Türk Medeni Kanunu’nda yer alan Dernekler hukuku düzenlemelerine, Dernekler Kanunu ve Yönetmeliğine tabidir. Dernekler, dolayısıyla spor kulüpleri de bir özel hukuk tüzel kişisidir.

Dernek statüsünde kurulan spor kulüpleri, bulundukları yerin en büyük mülki amirine kuruluş bildirgelerini verdikleri anda kurulurlar. Tüzel kişiliğin ve hukuki statünün kazanılması için devletin herhangi bir biriminin onayı söz konusu olmaz. Dernekler hukukunda kuruluş için geçerli olan bu sisteme, serbesti sistemi denilmektedir.

Türk Medeni Kanunu, derneğin tanımını “en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları” olarak yapmış, derneğin kuruluş amacının ‘kazanç paylaşımı dışında’ olması gerektiğini vurgulamıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, spor faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulan spor kulüplerinin kuruluş amaçları, kazanç olmamalıdır. Spor kulübünün kuruluş amacı, ekonomik çıkar gütmeksizin sportif faaliyetlerde bulunmaktır. Bu bağlamda spor kulüpleri sporcunun eğitiminin başladığı bir yapı olmakla, toplumda spor bilinci ve ahlakının geliştirilmesinde, dolayısıyla spor camiasına ve spor yönetimine de etki edecek bir rol üstlenmektedir. İşte bu roller, spor kulüplerinin edinmesi gereken nihai amaçlardır.

Hukuk sistemimizde profesyonel branşlara (futbol) sahip spor kulüplerinin kurulmuş veya sonradan kuracağı bir şirkete profesyonel branşlarını devretmesi, kiraya vermesi mümkündür. Yani profesyonel branşlara (futbol) sahip kulüpler ticari şirket statüsünde (A.Ş.) varlık gösterebilmektedir. Şirket statüsündeki spor kulüpleri Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir. Bunun yanında profesyonel olmayan branşların şirketleşmesi mümkün olmamaktadır. Bu branşlarda sportif faaliyetler yine dernek statüsü altında sürdürülebilir.

3289 Sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun m.24/3 – ‘Spor kulüpleri, profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler veya profesyonel futbol takımlarını kiraya verebilirler.’

Spor kulüplerinin dernek veya şirket olarak yapılanmaları mümkünse de, dernek ve şirket kavramları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. En belirgin fark ise; derneklerin kazanç paylaşımı amacı ile kurulması mümkün değilken, şirketlerin amacı kar elde etmektir, dolayısıyla ticari esaslara göre yönetilmektedir. Bu sebeple de şirket statüsünde kurulan spor kulüplerinin, sportif başarıyı ticari bir markaya dönüştürerek gelir elde etmeyi hedefledikleri görülmektedir. Şirketleşen spor kulüpleri ekonomik olarak güçlü olmakta, dolayısıyla daha iyi imkanlara sahip olabilmekte, kimi zaman aynı kulvarda yarışan daha küçük spor kulüpleri karşısında bir takım ayrıcalık ve tekellere sahip olabilmektedirler. Bu durum da avantajlı görülerek futbol branşına sahip kulüplerin şirketleşmeyi tercih etmelerine sebep olmakta.

Profesyonel branşlar dışındaki branşlarda spor kulüplerinin ancak dernek statüsünde kurulmalarının mümkün olduğunu belirttik. Dernek statüsünde olmasına karşın, yine sportif faaliyetlerde, imkan ve tesislerde eşitsizliğe sebep olacak şekilde bir spor kulübü yapılaşması daha görülmektedir, belediye spor kulüpleri. Ülkemizde son yıllarda bir çok belediye çatısı altında spor kulüpleri kurulmaktadır. Bu spor kulüplerine belediye kaynaklarından bütçe, tesis ve malzeme temin edilmekte, kimi durumlarda ayrıcalık tanınmaktadır. Profesyonel kabul edilmeyen diğer branşlarda faaliyet gösteren spor kulüpleri, belediye çatısı altında diğer spor kulüpleri karşısında bu şekilde daha güçlü, avantajlı pozisyona gelebilmektedir. Şirketleşme imkanı olmayan branşlarda faaliyet gösteren spor insanları, bir belediye çatısı altında faaliyet göstermeyi bu sebeple tercih edebilmektedir.

Oysa ki spor kulüpleri özel hukuk tüzel kişisi olmakla, kuruldukları branşlarda adil ve eşit bir şekilde rekabet etmek üzere sportif faaliyetlere katılmaktadırlar. Ancak; herhangi bir devlet kurumu çatısı altında bir çok ayrıcalık, olanak ve maddi desteğe sahip spor kulüpleri haksız rekabete sebep olabilmektedir. (spor hukuku)

Belediye kulüpleri her ne kadar, sportif faaliyetlere devlet desteği gibi görünse de, tamamıyla sivil olarak kurulan spor kulüpleri ile arasında eşitsizliğe yol açabilmektedir. Spor kulüplerinin tamamıyla sivil ve bağımsız kuruluşlar (dernek) olarak kurulması ve sporun geliştirilmesi amacıyla devlet tarafından sağlanacak desteğin eşit olarak dağıtılmasının daha hakkaniyetli ve spora faydalı olacağı düşüncesindeyim.

(Spor hukuku, spor avukat, spor kulüpleri)