SPOR KULÜPLERİNİN HUKUKİ STATÜSÜ VE YAPILANMASI

Ülkemizde spor kulüplerinin iki şekilde, dernek veya şirket olarak kurulabilmesi mümkündür. Her iki durumda da spor kulübünün bir tüzel kişiliği ve hukuki ehliyeti bulunmaktadır. Ancak; spor kulüplerinin dernek veya şirket tüzel kişilğine sahip olması arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Zira; spor kulüplerinin şirketleşmesi ve şirket olarak kurulabilmesi sporun ekonomik bir araç, sermaye, ticaret konusu haline gelmesi ile hukukumuzda da yerini bulmuştur.

Dernek statüsünde kurulan spor kulüpleri Türk Medeni Kanunu’nda yer alan Dernekler hukuku düzenlemelerine, Dernekler Kanunu ve Yönetmeliğine tabidir. Dernekler, dolayısıyla spor kulüpleri de bir özel hukuk tüzel kişisidir.

Dernek statüsünde kurulan spor kulüpleri, bulundukları yerin en büyük mülki amirine kuruluş bildirgelerini verdikleri anda kurulurlar. Tüzel kişiliğin ve hukuki statünün kazanılması için devletin herhangi bir biriminin onayı söz konusu olmaz. Dernekler hukukunda kuruluş için geçerli olan bu sisteme, serbesti sistemi denilmektedir.

Türk Medeni Kanunu, derneğin tanımını “en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları” olarak yapmış, derneğin kuruluş amacının ‘kazanç paylaşımı dışında’ olması gerektiğini vurgulamıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, spor faaliyetlerinde bulunmak üzere kurulan spor kulüplerinin kuruluş amaçları, kazanç olmamalıdır. Spor kulübünün kuruluş amacı, ekonomik çıkar gütmeksizin sportif faaliyetlerde bulunmaktır. Bu bağlamda spor kulüpleri sporcunun eğitiminin başladığı bir yapı olmakla, toplumda spor bilinci ve ahlakının geliştirilmesinde, dolayısıyla spor camiasına ve spor yönetimine de etki edecek bir rol üstlenmektedir. İşte bu roller, spor kulüplerinin edinmesi gereken nihai amaçlardır.

Hukuk sistemimizde profesyonel branşlara (futbol) sahip spor kulüplerinin kurulmuş veya sonradan kuracağı bir şirkete profesyonel branşlarını devretmesi, kiraya vermesi mümkündür. Yani profesyonel branşlara (futbol) sahip kulüpler ticari şirket statüsünde (A.Ş.) varlık gösterebilmektedir. Şirket statüsündeki spor kulüpleri Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir. Bunun yanında profesyonel olmayan branşların şirketleşmesi mümkün olmamaktadır. Bu branşlarda sportif faaliyetler yine dernek statüsü altında sürdürülebilir.

3289 Sayılı Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun m.24/3 – ‘Spor kulüpleri, profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler veya profesyonel futbol takımlarını kiraya verebilirler.’

Spor kulüplerinin dernek veya şirket olarak yapılanmaları mümkünse de, dernek ve şirket kavramları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. En belirgin fark ise; derneklerin kazanç paylaşımı amacı ile kurulması mümkün değilken, şirketlerin amacı kar elde etmektir, dolayısıyla ticari esaslara göre yönetilmektedir. Bu sebeple de şirket statüsünde kurulan spor kulüplerinin, sportif başarıyı ticari bir markaya dönüştürerek gelir elde etmeyi hedefledikleri görülmektedir. Şirketleşen spor kulüpleri ekonomik olarak güçlü olmakta, dolayısıyla daha iyi imkanlara sahip olabilmekte, kimi zaman aynı kulvarda yarışan daha küçük spor kulüpleri karşısında bir takım ayrıcalık ve tekellere sahip olabilmektedirler. Bu durum da avantajlı görülerek futbol branşına sahip kulüplerin şirketleşmeyi tercih etmelerine sebep olmakta.

Profesyonel branşlar dışındaki branşlarda spor kulüplerinin ancak dernek statüsünde kurulmalarının mümkün olduğunu belirttik. Dernek statüsünde olmasına karşın, yine sportif faaliyetlerde, imkan ve tesislerde eşitsizliğe sebep olacak şekilde bir spor kulübü yapılaşması daha görülmektedir, belediye spor kulüpleri. Ülkemizde son yıllarda bir çok belediye çatısı altında spor kulüpleri kurulmaktadır. Bu spor kulüplerine belediye kaynaklarından bütçe, tesis ve malzeme temin edilmekte, kimi durumlarda ayrıcalık tanınmaktadır. Profesyonel kabul edilmeyen diğer branşlarda faaliyet gösteren spor kulüpleri, belediye çatısı altında diğer spor kulüpleri karşısında bu şekilde daha güçlü, avantajlı pozisyona gelebilmektedir. Şirketleşme imkanı olmayan branşlarda faaliyet gösteren spor insanları, bir belediye çatısı altında faaliyet göstermeyi bu sebeple tercih edebilmektedir.

Oysa ki spor kulüpleri özel hukuk tüzel kişisi olmakla, kuruldukları branşlarda adil ve eşit bir şekilde rekabet etmek üzere sportif faaliyetlere katılmaktadırlar. Ancak; herhangi bir devlet kurumu çatısı altında bir çok ayrıcalık, olanak ve maddi desteğe sahip spor kulüpleri haksız rekabete sebep olabilmektedir. (spor hukuku)

Belediye kulüpleri her ne kadar, sportif faaliyetlere devlet desteği gibi görünse de, tamamıyla sivil olarak kurulan spor kulüpleri ile arasında eşitsizliğe yol açabilmektedir. Spor kulüplerinin tamamıyla sivil ve bağımsız kuruluşlar (dernek) olarak kurulması ve sporun geliştirilmesi amacıyla devlet tarafından sağlanacak desteğin eşit olarak dağıtılmasının daha hakkaniyetli ve spora faydalı olacağı düşüncesindeyim.

(Spor hukuku, spor avukat, spor kulüpleri)

2 Comments

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir