Çekişmeli Boşanma Davası

Anlaşmalı boşanma davasında taraflardan birinin vazgeçmesi, davanın çekişmeli hale gelmesi

Çekişmeli boşanma davası anlaşmalı boşanmaya göre çok daha uzun, masraflı ve taraflar açısından yorucu bir süreçtir. Tarafların aralarında imzaladıkları boşanma protokolü ile anlaşılan hususlarda boşanmaya karar verilmesi talebi ile anlaşmalı boşanma davası açılabilir. Anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilmesi için tarafların evliliğe bağlı tüm hususlarda anlaşmış olması gerekmektedir. Çekişmeli boşanma avukatı hukuki süreci yürütür.

Taraflardan birinin protokol hazırlama esnasında anlaştığı hususlardan duruşma anında vazgeçmesi mümkündür. Her ne kadar protokolü imzalamış olsa da, taraflardan birinin duruşmada protokolü kabul etmediğini veya boşanmak istemediğini beyan etmesi durumunda anlaşmalı boşamaya karar verilemez. Bu aşamadan sonra anlaşmalı olarak açılan boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür.

Çekişmeli boşanma davasında avukatlık hizmeti

Boşanma davasının imzalanmış olan boşanma protokolüne istinaden açılması durumunda, taraflar genellikle boşanma sebebi olarak başkaca hukuki sebebe ve hukuki delillere dayanmamaktadır. Bu durumda dava dilekçesinde başkaca boşanma sebebinin belirtilmemiş ve delil gösterilmemiş olması, çekişmeli hale gelen davanın reddine karar verilmesine sebep olur mu?

Boşanma protokolüne istinaden açılmış olan boşanma davasında dava dilekçesinde başkaca hukuki sebebe veya hukuki delile dayanılmamış olması seçilen boşanma yolunun olağan bir sonucudur. Zira tarafların anlaşarak boşanmaya karar vermelerinde çekilme yaşamak istememeleri de etkili olmaktadır. Bu durumda çekişmeli boşanma avukatı tarafların çekişmeli olarak açılan davasını anlaşmalıya çevirebilir. Tarafların imzalayacağı protokol ile süreç mahkemede sona erdirilir.

Davanın sonradan çekişmeli hale gelmesi

Anlaşmalı olarak açılan boşanma davasının sonradan çekişmeli hale gelmesi durumunda, mahkeme tarafından taraflara iddia ve savunmalarını, delillerini sunma imkanı verilmesi gerekmektedir.

Çekişmeli boşanma davaları en yaygın zina, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleriyle açılmaktadır. Hayata kast, kötü muamele, suç işleme haysiyetsiz hayat sürme ve terk sebepleriyle de boşanma avukatı tarafından dava açılabilmektedir.

http://fatmatugcebilgin.av.tr/iletisim/

Bu hususta Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E: 2013/26237 K: 2014/10618 K. 08.05.2014 tarihli kararı;

“Davalı ile boşanma ve fer’i sonuçlarında anlaştıklarını belirterek boşanma davası açan davacının, dava dilekçesinde, boşanma sebebini göstermesi ve geçimsizliğin dayandığı vakıaları bildirmesi gerekmediği gibi, böyle bir sebep bildirmiş olsa bile bunun hangi delillerle ispat edileceğine ilişkin bir delil bildirmesi de gerekmez. Çünkü davayı açarken anlaşmalı boşanma kararı verileceğine ilişkin bir beklentisi vardır.

Bu beklenti sebebiyle boşanma sebebini göstermemiş ve uyuşmazlık çıkmayacağı inancıyla delil bildirmemiştir. Bu bakımdan, “anlaşmalı boşanma” talebiyle yapılan bir başvuru dilekçesinin içeriğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesinin ( 1. ) fıkrasının ( e ) ve ( f ) bentlerindeki hususların aranması doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değildir.

Açıklanan hususlardaki gereklilik, anlaşmalı boşanma kararı verilmesinin mümkün bulunmadığının anlaşılmasından sonra söz konusu olabilir. Mahkemece; ön inceleme duruşmasının tensiple 09.09.2013 günü yapılmasına karar verilmiş, tarafların birlikte başvurarak, “duruşmanın erken bir tarihe alınmasını” talep etmeleri üzerine, 15.07.2013 günü ön inceleme için duruşma açılmış, bu duruşmada davalı, boşanmak istemediğini bildirerek davaya karşı çıkmıştır.

Bunun üzerine mahkeme tarafların “barışma ve evliliği devam ettirme ihtimalini” görerek, bu sebeple ön inceleme duruşmasını bir defaya mahsus olmak üzere ertelemiş 09.09.2013 tarihli oturumda da delil bildirme imkanı tanımadan davayı yukarıdaki gerekçe ile reddetmiştir. Davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkmasıyla dava kendiliğinden çekişmeli hale gelmiştir.

Böyle bir durumda, taraflara iddia ve savunmaları çerçevesinde delil gösterme ve sunma imkanı tanınmalı, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin ( 1. ) ve ( 2. ) fıkralarına göre değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Böyle yapılmadan, yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” https://www.emsal.co/anlasmali-bosanmanin-durusmada-davali-tarafindan-kabul-edilmemesi/

Avukat Fatma Tuğçe BİLGİN

One Comment

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir