Etiket arşivi üsküdarda işçi avukatı

ileavukatadmin

Hizmet Tespit Davaları

Hizmet tespit davası bir diğer adıyla sigortalılığın tespiti davası, sigortaya bildirilmeksizin veya eksik bildirilerek çalışan işçi tarafından açılan bir tespit davasıdır. Bu dava ile işçi işverende çalışmış olduğu sürelerin tam maaşı ile sigortalılığının tespitini talep eder. İşveren ve sosyal güvenlik kurumuna karşı beraber açılması gereken bu davada sosyal güvenlik kurumu da davalı konumundadır.

Hizmet tespiti davası sonucunda işçi lehine karar verilmesi halinde, belirli bir tarih aralığı ve maaş tespiti ile beraber sigortalılık da tespit edilir. İşçi tarafından açılan sigortalılığın tespiti davasının kabulü ve iş mahkemesinin kararının kesinleşmesiyle beraber, işveren tespit edilen süreler ve maaş üzerinden işçinin sigorta primlerini borçlanmış olmaktadır. Bu prim borçlarıyla beraber işverenin sosyal güvenlik kurumuna para cezası ödemesi de söz konusu olmaktadır.

İşçi tarafından açılmak istenen hizmet tespit davasının çalışılan son yıldan itibaren 5 yıllık süre içerisinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süredir.

İş hukuku avukatı, İş hukuku davası avukat, Üsküdarda avukat üsküdarda işçi avukatı işçi avukatı

ileavukatadmin

AİLE KONUTU ŞERHİ

Aile konutu nedir? Ailenin, yani evli çift ve varsa çocuklarının birlikte yaşadığı konuttur. Aile konutu şerhi ise; eşlerden birinin, diğerinin rızası olmaksızın konut üzerinde kısıtlayıcı herhangi bir işlem yapmasını engelleyen aile hukukuna özgü bir tedbir türüdür. Aile konutuna ilişkin kanun hükümleri, ailenin kullandığı ev eşyalarını da kapsamaktadır. 

Aile konutu şerhi nasıl tesis edilir? Eşlerden biri oturdukları mahallenin muhtarından alacağı ikametgah belgesi ve evlilik cüzdanı ile Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yapacağı bir başvuru ile aile konutu şerhini tesis ettirebilir. Oturulan konutun aile konutu olduğuna ilişkin tapuya işlenen şerh, eşlerden birinin, diğerinin rızasını almaksızın yapacağı kısıtlayıcı işlemleri geçersiz kılacaktır. Bu sebeple şerh işleminin tesisi önem taşımaktadır.

Zira; tapuya aile konutu şerhi işlenmeden evvel, malik olan diğer eşin yaptığı satış veya ipotek tesisi gibi işlemler geçerli olacaktır. İyi niyetli olan 3. şahısın tapuya güvenerek yaptığı işlem hukuk tarafından korunacak, geçerli kabul edilecektir. Bunun tek istisnası ise satış, ipotek vs. işleminin diğer tarafının konutun aile konutu olduğunu bildiğinin ispatlanmasıdır. Bu durumda işlem yine geçersiz olabilecektir. Rızası olmayan eş TMK`nın 194. maddesine göre tapu iptal ve tescil davası açarak satış, ipotek vs. yapılan işlemi iptal ettirebilecektir. Rızası alınmayan eş, yapılan işleme sonradan icazet verirse işlem geçerli hale gelecektir.

Eğer aile konutu kira ise; kira sözleşmesini imzalamamış olan diğer eş, konutun aile konutu olduğunu kiralayana ihbar ederek kira sözleşmesinin tarafı haline gelebilir. Bu durumda ihbar eden eş kira sözleşmesinin tarafı olduğu gibi, kira borçlarından da eşiyle birlikte müteselsilen sorumluğu doğacaktır. Eşlerden diğerinin rızası olmadan kira kontratı feshedilemeyecek, feshedilse bile fesih geçersiz olacaktır.

Türk Medeni Kanunu aile konutu şerhi ile, eşlerin birlikte karar vermesini ve aile birlikteliği korunmayı  amaçlamıştır. Fakat bazen; eşin rıza göstermemekte hiçbir haklı sebebi olmamakta ve yine eşlerden birinin mağduriyeti doğmaktadır. Kanun bu durumların önüne geçmek için gerekli düzenlemeyi de yapmıştır. Hiçbir haklı sebebi olmaksızın, satış, ipotek, kira sözleşmesinin feshi vs. gibi yapılmak istenen işleme eşlerden birinin rıza göstermemesi halinde hakimden izin alınması imkanı tanınmıştır. Hakimin izni yapılmak istenen işlem ne ise ona ilişkindir ve diğer eşin rızası olmasa da işlem geçerli olarak yapılabilecektir.