İdare ihtiyaç duyduğu bir taşınmazın tamamını veya ihtiyaç duyduğu bir kısmını kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırabilir. Kamulaştırma hukuku hükümleri uygulanır.
İdarenin kısmen kamulaştırdığı taşınmazın, kamulaştırılmayan kısmında bir değer artışı veya azalışı olmadığı takdirde kamulaştırılan kısmın değeri, tamamına takdir edilenden kamulaştırılan kısma düzen orandadır.
Kısmen kamulaştırmada kamulaştırılmayan kısmın değeri, kamulaştırma işlemi sebebiyle menfi etkilenmişse, değerinde azalma meydana gelmişse kısmi kamulaştırma değerine, kamulaştırılmayan kısmın değer kaybı da eklenir. Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında bu hesaplamalar teknik bilirkişiler tarafından yapılır.
Bir Yargıtay kararında da bu husus;
“Bu noktada, arta kalan kısımda değer kaybı belirlenirken, değer kaybının kamulaştırmadan kaynaklanması ve taşınmaz malın kamulaştırmadan önceki ve sonraki durumlarının bilirkişilerce göz önünde tutulması ve kamulaştırmanın menfi etkisinin oranının açıklanması gerekir.”
Kısmen kamulaştırma sebebiyle kamulaştırılmayan kısmın değeri aynı şekilde artmış da olabilir. Bu duruma, kamulaştırılan kısma metro giriş çıkışı yapılması sebebiyle kamulaştırılmayan kısmın değerinin artması örnek gösterilebilir. kamulaştırma nedeniyle artış meydana geldiği takdirde de, artan değer tespit edilerek kamulaştırılan kısmın değerinden çıkarılarak kamulaştırma bedeli tespit edilir.
Kamulaştırma davasında kamulaştırma avukatı ile beraber çalışılması, teknik hesaplamalarda olası hatalara itiraz açısından da önem taşımaktadır.
Av. Fatma Tuğçe BİLGİN
Kamulaştırma işlemi kamu tarafından, özel mülkiyette olan gayrimenkuller üzerinde yapılabilir. Bir kamu kurumunun başka bir kamu kurumu mülkiyetinde bulunan taşınmaza kamulaştırma yapması mümkün değildir. Bu durumda Kamulaştırma Kanunu’nun 30. maddesi uygulanma alanı bulacaktır.
Kamu kurum ve tüzel kişileri arasında gayrimenkul ihtiyacı sebebiyle meydana gelen işlemlerde de yine kamulaştırma davasına hakim, ilgili idareyi temsil eden kamulaştırma davası avukatından destek alınmalıdır.
Kamulaştırma kanunu 30. maddesi uyarınca;
Başka bir idareye ait taşınmaz mala ihtiyaç duyan idarenin söz konusu taşınmaza bedel tespiti yaparak, malik olan idareye yazılı olarak başvuru yapması gerekmektedir. Mal sahibi olan idare bu başvuyu reddeder veya 60 gün içinde cevap vermezse, alıcı olan idarenin Danıştay’a başvurması gerekir. Danıştay bu konuyu kesin karara bağlar.
Danıştay’ın devre ilişkin kararının akabinde bedelde anlaşma sağlanamaz ise, alıcı idarenin kamulaştırma kanunu 10. maddesi uyarınca bedel tespiti için mahkemeye başvurması gerekir.
Kamulaştırma kanunu 30. maddesi uyarınca devir alınan taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve devir amacı veya devreden idarenin izni dışında başkaca bir kamusal amaçla kullanılmasına izin verilmemektedir. Bu hükme aykırı olarak kullanılması halinde devreden idare, Kamulaştırma kanununun 23 üncü maddesine göre taşınmaz malı geri alabilir.
kamulaştırma hukuku kamulaştırma davası, kamulaştırma avukatı..
Av. Fatma Tuğçe BİLGİN
Kamulaştırma işlemi bir idari işlemdir ve idarelerin yapmakla yükümlü olduğu kamu hizmetlerinin yürütülebilmesi için gerekli olan özel mülkiyete tabi bir taşınmazın kamulaştırılması mümkündür.
Kamulaştırma işleminin yapılabilmesi için öncelikle, bir kamu yararı söz konusu olmalı ve bu konuda kamu yararı kararı alınmış olmalıdır. Kamu yararı kararını verebilecek merciler Kamulaştırma Kanunu’nun 5. maddesi ile belirlenmiştir. Kamu yararı kararı verilmeksizin yapılan kamulaştırma işlemi hukuka aykırılık teşkil eder ve idari yargıda iptaline karar verilmesi mümkündür. Kamulaştırma kanunu m.5 te sayılan merciiler dışında yetkisiz bir mercii tarafından verilen kamu yararı kararı da usule aykırıdır. Bu konuda kamulaştırma hukuku uzmanı bir kamulaştırma avukatı ile beraber çalışılması kamulaştırma işleminin iptali davası yönünden önemlidir. Çünkü doğru bir hukuki yol izlenilmesi halinde usule aykırı olarak verilen kamulaştırma kararının iptal edilmesi mümkündür.
Kamulaştırma işlemi yapılmadan önce satın alma usulünün uygulanması gerekmektedir. Kamu yararı kararı verilen taşınmazın maliki ile, kamulaştırma işlemi yapmak isteyen idarenin yetkilendirdiği 3 kişiden oluşan uzlaşma komisyonu uzlaşma görüşmeleri yapılır. Bedelde anlaşılamaması halinde idare mahkemeye başvurarak taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
Mahkeme tarafından ilk duruşmada sulhe davet yapılır ve tarafların sulh olma ihtimali varsa süreverilebilir. Sulh olmama yani uzlaşma imkanı olmaması halinde mahkeme kamulaştırma işlemine konu olan taşınmazın bedelinin tespiti amacıyla bir keşif günü verir. Bilirkişi heyeti ile beraber keşif yapılır ve bilirkişi heyeti tarafından hazırlanarak mahkemeye sunulan rapor ile taşınmazın değeri tespit edilir. Taşınmazın değerinin tespit edildiği bilirkişi raporuna itiraz edilebilir, itiraz edilen hususlarda belgeler itiraz dilekçesi ile beraber mahkemeye sunulabilir. Mahkeme itirazları yerinde bulursa yeniden bir keşif günü verebilir.
Kamulaştırma işlemlerinin yetki, şekil, sebep ve amaç unsurlarının her biri yönünden hukuka uygun olması gerekmektedir, bu unsurlardan birinde hukuka aykırılık bulunması halinde kamulaştırma işleminin iptali davası açılması ve kamulaştırmanın iptal edilmesi mümkündür. Kamulaştırma kararı bir idari işlem olduğu için, iptal davasının da idari yargıda açılması gerekmektedir. Bu bağlamda kamulaştırma davası yani kamulaştırma kararına karşı dava açılmak isteniyorsa kamulaştırma hukuku uzmanı kamulaştırma avukatının yeri önemlidir. Çünkü usuli bir hata yapılması hak kayıplarına, zararlara yol açabilmektedir. Bu sebeple kamulaştırma hukuku uzmanı bir kamulaştırma avukatı ile çalışılmasını tavsiye ederiz.
Kamusal gereklilik halinde ilgili idare, kamulaştırma işlemi yapabilmektedir. Kamulaştırma işlemi, anayasal hak olan mülkiyet hakkını sınırlayan bir idari işlemdir. Kamulaştırma işleminin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden birinin hukuka aykırı olması halinde, kamulaştırma işleminin tarafı olan malik tarafından açılacak bir dava ile iptali mümkündür. Yani, kişinin mülkiyet hakkını kısıtlayan kamulaştırma işlemlerinin mahkemelerin denetimi altında olduğunu söyleyebiliriz.
İdare kimi zaman kamulaştırma işlemi tesis etmeksizin kişilerin taşınmazına el atmaktadır. Kamulaştırma yapmaksızın el atmanın iki türü vardır. Biri hukuki el atma diğeri fiili el atmadır. Her iki durumda da kişilerin başvurabilecekleri hukuki yollar mevcuttur, ancak birbirinden farklı prosedürlere ve farklı yargı yollarına tabidir.
Hukuki el atma nedir? Belediye tarafından yapılan uygulama imar planında kişiye ait bir taşınmazın mülkiyet hakkı kısıtlanacak şekilde, umumi hizmetlere veya resmi kurumlara ayrılmasına rağmen, kamulaştırma işleminin yapılmamasıdır. Kamusal bir yarara özgülenen taşınmazın, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yıllık süre içinde ilgili idare tarafından kamulaştırılması gerekmektedir. 5 yıllık sürenin geçmesine rağman kamulaştırma işleminin yapılmaması halinde, taşınmazın maliki tarafından kamulaştırma işlemini yapmakla yükümlü olan idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir, taşınmazının kamulaştırılmasını veya kısıtlılığın kaldırılmasını talep edebilir. Bu dava açılmadan önce uzlaşma süreci ve idari başvuru süreçlerinin tüketilmiş olması gerekmektedir.
İdarenin kamulaştırmaksızın fiili olarak el atması ise; idare tarafından bir kişinin taşınmazına eylemli olarak el atılıp tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olunmasıdır. Hukuki niteliği itibariyle bir haksız fiildir, bu sebeple açılması muhtemel dava adli yargıda görülür. Taşınmazına fiili olarak el atılan malik, bedel tespiti vesair talepleri için dava açmadan önce, mutlaka idare ile uzlaşma müzakerelerine katılmış olmalıdır. Davanın uzlaşmama tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren 3 ay içinde açılabileceği unutulmamalıdır.