Sıra Cetveli

SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI VE SIRA CETVELİNE KARŞI ŞİKAYET

Sıra cetveli nedir?

Borçluya ait hacizli bir malın satışı sonucunda elde edilen satış bedeli alacaklıların alacağını karşılamaya yetmeyebilir. İcra İflas Kanununun 140. maddesi; satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesinin alacaklıların bir sıra cetvelini yapacağını düzenlemiştir. Satış işlemini yapan icra müdürlüğü satış bedelinin alacaklılar arasında paylaştırılması için İİK. 100 ve 268. maddelerine göre hacze iştirak edebilecek alacaklıları belirleyerek sıra cetveli yapar. Uygulamada icra müdürlüğü tarafından derece kararı olarak düzenlenmektedir.

Satış bedelinin alacakların tamamını karşılamadığı halde sıra cetvelinin yapılmadığı istisnai durumlar da vardır. Rehnin/ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde satış bedelinin ipotek/rehin bedelini dahi karşılamaya yetmediği durumlarda icra müdürlüğü tarafından sıra cetveli yapılmasına yer olmadığına dair karar verilebilir.

Sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu hükümlerine aykırı olarak düzenlenmiş olması, sıra cetvelinde yer verilmemesi gereken bir alacağa yer verilmiş olması, alacaklının alacağının düşük veya yüksek yazılmış olması hallerinde bu usulsüzlüklere karşı şikayet veya itiraz yollarına başvurulabilir. Sıra cetvelinde yer alan usulsüzlüklere, alacağın kendisine veya sırasına borçlu ve alacaklılar tarafından tebliğden itibaren 7 gün içinde şikayet yoluna, alacaklılar tarafından da itiraz davası yolluna gidilebilmesi mümkündür. Bu 7 günlük süre içerisinde itiraz edilmemesi ve şikayet yollarına başvurulmaması halinde sıra cetveli kesinleşmektedir.

Sıra cetveline itiraz davası ile şikayet arasındaki farklar nelerdir?

İcra takip işlemlerine karşı başvurulabilen bir yol olan şikayet kanun yolu teknik anlamda bir dava türü değildir. Şikayet kanun yolu bir nevi İcra mahkemesi tarafından icra takip işleminin takip hukuku hükümlerine uygunluğunun denetlenmesidir. İcra mahkemesi tarafından şikayet sonucunda verilen karar teknik olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmazken, dava sonunda verilen karar maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaktadır. Bu teknik ayrımın pratik sonucu olarak, icra mahkemesi tarafından şikayet üzerine verilen kararın kesin hüküm oluşturmaması sebebiyle, daha sonra genel mahkemede açılan davanın kesin hüküm itirazı ile karşılaşmayacağını söyleyebiliriz. Şikayet müessesesi İİK.’nun 16. maddesinde genel bir madde olarak düzenlenmiş olup, sıra cetveline karşı şikayet hususu ise 142/3 hükmünde ‘İtiraz alacağın esas ve miktarına taallük etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoliyle icra mahkemesine arzolunur.’ denilmek suretiyle sıra cetveline karşı hangi hallerde şikayet yoluna gidilebileceğine de açıklık getirilmiştir.

Sıra cetveli bakımından genel bir ayrım olarak; şikayet yolu şekli eksiklik ve takip hukukuna aykırılık sebepleri ile başvurulan bir yol iken, itiraz davası ise maddi hukuku bakımından gerçekliğe aykırılık iddialarının incelendiği bir dava türüdür.

Sıra cetveline karşı hangi hallerde şikayet hangi hallerde itiraz davası yoluna gidilmesi gerekir?

İcra İflas Kanunu 142/3 hükmü sıra cetveline yapılan itirazın alacağın esas ve miktarına ilişkin olmayıp yalnız sıraya ilişkin olması helinde şikayet yoluyla icra mahkemesinde görüleceğini belirtmiştir. Kanun hükmü her ne kadar yalnız sıraya ilişkin olan itirazların şikayet yolu ile inceleneceğini belirtmişse de, takip hukukuna aykırılık teşkil eden başkaca hususlarda da İİK. 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurulması mümkündür. Şikayet yoluna hem alacaklılar hem de borçlu tarafından başvurulabilmektedir. Sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurmak isteyen alacaklı veya borçlu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine başvurmalıdır. Bu 7 günlük süre iş günü değil, takvim günüdür.

Alacaklının kendi sırasına veya kendisinden önce gelen bir başka alacaklının sırasına şikayet yolu ile itiraz edebilir. Alacaklı, sıra cetvelinde kendisinden önce gelen bir başka alacaklının hem alacağının esasına hem de sırasına itiraz etmek istiyorsa bu durumda itiraz davası açarak her iki itirazını da ileri sürebilir. Sıra cetveline karşı itiraz davası borçlu tarafından açılamazken, alacaklıları tarafından HMK yetki ve görev kuralları uyarınca genel mahkemede açılılabilir. Sıra cetveline itiraz davasında yargılama genel hükümlere göre basit yargılama usulü uygulanarak yapılır. Sıra cetveline itiraz davasında ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Davalı alacaklı olduğunu kabul etmeyen davacıya karşı genel hükümler uyarınca alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlüdür.

Alacağın esası hakkında bir ihtilaf olmayıp da yapılan icra işleminin yalnızca takip hukuku bakımından ihtilaf konusu olması halinde sıra cetveline ilişkin itirazın şikayet yolu ile icra mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Örneğin Yargıtay bir kararında “Rehnin geçersizliğine ilişkin itirazların İİK.nun 146 ve 147. maddeleri gereğince icra dairesine yapılması gerektiğini” belirtmiştir. (Yargıtay 12. HD. 26.06.2012, 4742/22586)

Davacı, düzenlenen sıra cetvelinde ipotekli alacaklılara ipoteğin karşıladığı miktardan daha fazla pay ayrıldığını, ayrıca taşınmaz üzerinde hacizleri bulunduğu halde sıra cetvelinde kendilerine yer verilmediğini ileri sürmüştür.

Sıra cetveli düzenlenirken, ipotekli alacaklılar ile haciz uygulayan diğer alacaklıların İİK.nun 151 nci maddesi uyarınca sıra cetvelinde gösterilmesi gerekmektedir. Anılan maddede, rehin bedelinin alacaklılar arasında paylaştırılmasında 138’nci madde hükmünün uygulanacağı, satış tutarının alacaklıların alacağını ödemeye yetmemesi halinde, icra müdürlüğünce aynı yasanın 206’ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre sıra ve payların tayin olunacağı, 141, 142 ve 144’ncü maddelerin burada da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Diğer bir anlatımla ipotekli alacaklıların yanı sıra diğer alacaklılara da sıra cetvelinde yer verilmesi suretiyle adı geçenlerin sıra cetveline itiraz etme olanağı da sağlanmış olmaktadır.

Diğer yandan davacı, ipotekli alacaklılara fazla pay ayrıldığını da itirazında ileri sürdüğüne göre, ipotek belgeleri getirtilip, ipoteklerin limit ipoteği olup olmadığı incelenmek suretiyle bu itiraz hakkında da bir karar verilmesi gerekmektedir.” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2002/152 E., 2002/4094 K.)

İİK.nun 191.maddesine göre borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Bu nedenle kural olarak iflastan sonra müflis aleyhine masaya giren mal ve haklara ilişkin olarak doğrudan dava açılamaz. İflas masasından hak iddia eden alacaklının alacağının masaya kaydını talep etmesi, bu talebin İflas idaresince kabul edilmemesi halinde, İİK.nun 235/2.maddesinde öngörüldüğü şekilde sıra cetveline itiraz davası açması gerekmektedir. Bu yönler gözetilmeden müflise karşı bir alacak davası açılmışsa bu davaya iflas idaresine karşı sıra cetveline itiraz davası olarak devam edilmesi Anayasanın 141/son maddesinde işaret edilen usul ekonomisi ilkesine uygun düşer.” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2001/4976 E., 2002/1984 K.)

Bir alacaklı sıra cetvelinde kendisinden önceki sırada yer alan alacaklının alacağının gerçek olmadığını düşünüyorsa icra hukuku uygulamalarında görülen tasarrufun iptali davası açabileceği gibi sıra cetveline itiraz davası aaçarak da bu iddiayı ileri sürebilir. Sıra cetveline itiraz davasında maktu avukatlık ücretine hükmedilirken, tasarrufun iptali davalarında nisbi avkatlık ücretine hükmedilmektedir.

BİLGİN HUKUK BÜROSU

Av. Fatma Tuğçe BİLGİN

İcra hukuku, İcra takip işlemi, Sıra cetveli, Sıra cetveline itiraz, Sıra cetveline karşı şikayet, İcra Mahkemesi, Kesin hüküm, Avukat, İcra avukatı istanbul,

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir