Emsal Yargıtay Kararı

(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi         2014/20422 E.  ,  2015/11518 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, davalı federasyondan maddi ve manevi tazminat istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı federasyon tarafından Atl.. Milli Takımına çağrıldığını, gerek …, gerekse …’taki antremanlarda sakatlandığını, … ülkesinde düzenlenen müsabakalarda sakat olmasına rağmen teknik heyetin ısrarıyla 26.03.2012 tarihindeki yarışa sokulduğunu, yarış esnasında yere yığıldığını, ilk müdahale sonrasında …’ya gönderildiğini, burada ameliyat edildiğini, tendonunun koptuğunun belirlendiğini, bu durumun teknik heyetin ihmali sonucu oluştuğunu, davacının spor hayatının bitme noktasına geldiğini, bundan davacının olumsuz etkilendiğini ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ileri sürülen talepler yönünden Tahkim Kurulu görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinde; “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma (Değişik ibare: 3.10.2001-4709/14 md.) ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” kenar başlıklı 59. maddesinin üçüncü fıkrasında; “Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.”
3289 sayılı Gençlik ve Spor Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un ek 9. maddesinde; “Spor dalı ile ilgili faaliyetleri ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütmek, gelişmesini sağlamak, sporcu sağlığı ile ilgili konularda gerekli önlemleri almak, teşkilatlandırmak, federasyonu uluslararası faaliyetlerde temsil etmek ve Tahkim Kurulu kararlarını uygulamakla görevli ve yetkili, özel hukuk hükümlerine tabi bağımsız spor federasyonları kurulur.
… Tahkim Kurulu, federasyon ile kulüpler, sporcular, hakemler, teknik direktör ve antrenörler; kulüpler ile teknik direktörler, antrenörler ve sporcular; kulüpler ile kulüpler arasında çıkacak ihtilaflarla, federasyonlarca verilecek kararlar ile disiplin veya ceza kurulu kararlarını, ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek sonuçlandırır. Tahkim Kurulu; itiraz üzerine Genel Müdürlük ile federasyonlar ve federasyonların birbirleri arasında çıkacak ihtilafları inceleyerek sonuçlandırır.
… Tahkim Kurulunun görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma usûl ve esasları ile üyelere verilecek huzur ücretinin miktarı Genel Müdürlükçe hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
… Spor federasyonları ile ilgili olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanunu ile 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır.”
Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu Yönetmeliğinin “Kurulun görev ve yetkileri” başlıklı 5. maddasinde; “(1)Tahkim Kurulu; a) Federasyon ile kulüpler, sporcular, hakemler, teknik direktör ve antrenörler arasındaki ihtilafları, b) Kulüpler ile teknik direktörler, antrenörler ve sporcular arasındaki uyuşmazlıkları, c) Kulüplerle kulüpler arasında çıkacak anlaşmazlıkları, ç) Federasyonlarca verilecek kararlar ile ceza ve disiplin kurulu kararlarını, … ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek kesin sonuca bağlar. (2) Spor federasyonlarının organ ve kurullarının, sporun disiplinine ilişkin olarak ihtar, kınama, para cezası, küme düşürme, hak mahrumiyeti, ligden ihraç, tescil iptali, üyeliğin askıya alınması ve üyelikten ihraç gibi kararları ve sporun yönetilmesine yönelik statü, talimat ve benzeri hukuki düzenlemeleri, müsabakaların icrası, tatili, ertelenmesi gibi verdikleri tüm kararlarına karşı sadece zorunlu tahkim yoluna gidilebilir. Kurulun kararları kesin olup, bu kararlara karşı istinaf, temyiz, karar düzeltme gibi yargı organları nezdinde kanun yollarına başvurulamaz. Bu kararların hukuka aykırı olduğu iddiasıyla tespit, iptal ve tazminat davası açılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
“… Anayasa’nın hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesiyle güvence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmaktadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılamanın ön koşulunu oluşturur.” (Anayasa Mahkemesinin 12/2/2013 tarih ve 2012/620 Başvuru numaralı kararı)
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar gözönüne alındığında davacının haksız eylem nedeniyle istediği maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin uyuşmazlığın, federasyon bünyesinde çözümleneceğine dair bir düzenleme de bulunmadığından genel hükümler çerçevesinde adli yargı yerinde çözüme kavuşturulması gerekir. Bu durumda adli yargı görevli olduğundan mahkemece işin esası incelenerek taraf delilleri toplanıp bütün delillerin birlikte değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK:nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Add a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir